Anneler de Hayır Diyebilmeli
Bu haftanın anlam ve öneminden ötürü sizlere annelik işlevinin çocuğun hayatındaki yerinden bahsetmek istiyorum. :) Bir annenin çocuğun yaşamındaki rolünün önemi elbette tartışılmaz bir gerçektir. Ben biraz daha ruhsal açıdan öneminden bahsetmek istiyorum. Anne çocuğun fiziksel, duygusal, ruhsal olmak üzere tüm ihtiyaçlarını karşılayan kişidir. Çocuğun yalnızca fiziksel olarak değil, ruhsal olarak da beslenmeye ihtiyacı vardır. Ünlü çocuk psikanalisti Winnicott, çocuğun ruhsal beslenmesi için holding kavramını kullanır. Ve annenin holding kapasitesinin öneminden bahseder. Holding kapasitesi gelişmiş olan bir anne, çocuğunu kapsar, tüm ihtiyaçlarını fark eder ve mümkün olduğunca doyurur. Fiziksel olduğu kadar ilgisiyle, sevgisiyle ve şefkatiyle de çocuğu ruhsal olarak besler. Fakat bu noktada mükemmel bir anneliğin mümkün olmadığını da kabul etmek gerekir. Winnicott bunun için de, “yeterince iyi annelik” kavramını kullanmıştır. Yeterince iyi anne, çocuğun ihtiyaçlarını karşılayabilen annedir. Aynı zamanda her annenin kendince kusurlu yönleri vardır. Bu yüzden mükemmel anneden bahsedilemez. Zaten annenin sürekli olarak mükemmel olmaya çalışması, patolojik davranışları beraberinde getirir. Bu durum da çocukta başka sıkıntılara yol açabilir.
Günümüzde en çok gördüğümüz şeylerden biri de, çalışan annelerin yaşadığı suçluluk duygusudur. Burada gene anne mükemmel olamadığını düşünerek, kendini kötü hissedebilir. Ve tüm gün göremediği çocuğuna karşı suçluluk duyup, bir arada olduğunda sırf bu duygudan ötürü aslında hayır demesi gerektiğini bildiği konular da bile, çocuğunun her istediğini yapan bir anneye dönüşebilir. Bu durum da ilerleyen zamanlarda çocuğun sınırlarla, kurallarla, hatta dürtülerini kontrol etmekle ilgili sıkıntı yaşamasına yol açabilir. Ve çocuğun her daim, istediği şeyi, istediği anda elde etme beklentisi içinde olmasına neden olabilir. Gerçek yaşamda da bu her zaman mümkün olmadığı için çocuk çok daha büyük bir hayal kırıklığı yaşayıp, bu durumla nasıl baş edebileceğini bilemez. Aslında çocuğa gerektiğinde hayır diyebilmek ve sınır koymak gelişimi açısından faydalı olduğu gibi aynı zamanda kendisini güvende hissetmesini sağlar.
Bununla birlikte unutulmaması gereken bir diğer konu da, çocukla geçirilen vaktin uzunluğundansa, geçirilen zamanın kalitesinin çok daha önemli oluşudur. Çocuğunuzla karşılıklı olarak keyif aldığınız bir aktivite yapmanız ya da oyun oynamanız çok daha değerlidir. Çünkü çocuğunuz bu şekilde ona verdiğiniz değeri, ilgiyi ve sevgiyi daha çok hissedecektir. Bazen de benzer sebeplerden ötürü anneler fazla korumacı ve kontrolcü olabiliyor. Aslında tüm bunlar sevgi adına yapılsa da, bu durum çocukların karar alma, hatalardan öğrenme, dayanıklılık, esneklik gibi becerilerini geliştirme fırsatlarını engellemiş oluyor. Unutmayın ki, hata yapmak ya da çocuğunuzun her istediğini anında yapmamak, aşırı koruyucu olmamak, tüm gün çocuğunuzun yanında olamamak sizi asla kötü bir anne yapmaz. Başta da belirttiğim gibi mükemmel anneliktense yeterince iyi anne olabilmek çok daha sağlıklıdır. Yani her zaman olduğu gibi hiçbir konuda aşırıya kaçmamak, dengeyi sağlayabilmek önemlidir.
Anneliğin bir diğer önemli özelliği ise kapsayıcı işlevleridir. Çocuğun doğuştan gelen bir saldırganlık dürtüsü vardır ve çocuk bununla tek başına nasıl başa çıkabileceğini bilemez. Yeterince iyi bir anne çocuğun bu hissiyatını tahammül edici bir hale getirir. Burada annenin kapsayıcı işlevleri devreye girer. Kapsayıcı işlevler sadece ihtiyaçları karşılamak değil aynı zamanda saldırganlığı da karşılamak anlamına gelir. Anne bu saldırganlık karşısında çökmemeli, sağlam kalmalı, karşı atak yapmamalı ve bu öfkeyi anlamlandırarak sakinleştirici işlevini kullanmalıdır. Anne çocuğun öfke gibi negatif duygularının önce nedenini anlamaya çalışır, bunu çocuğuna anlatır. Böylece çocuğun duygularını anlamlandırabilme kapasitesi gelişir. Annenin çocuk için tahammül edilemez durumlara anlam vermesi, bunların tahammül edilebilir bir hale gelmesini sağlar. Ardından çocuğunu sakinleştirmek için çeşitli yöntemler kullanır. Çocuğun duygularını yok saymayan, anlamaya çalışan ve onu gerektiğinde sakinleştiren anne kapsayıcı bir annedir. Annenin bu özelliği de çocuğu duygusal ve ruhsal olarak besleyen, geliştiren bir özelliktir. Anne kapsayıcı işlevleri yerine getirmediğinde, çocuk kendini sakinleştirmek için kafasını duvara vurma gibi kendine zarar verici davranışlar bile geliştirebilir.
Annelik işlevleriyle ilgili bir diğer önemli konu ise, çocuğunuzun kendini sizin gözünüzden görmesidir. Biraz mecazi bir anlatımla şöyle de diyebiliriz; bir çocuk aynaya baktığında kendini görmez, annesi çocuğu nasıl görüyorsa çocuk aynada onu görür. Siz çocuğunuza verdiğiniz değeri gösterdikçe, ona sevginizi hissettirdikçe, o da kendini değerli ve sevilebilir biri olarak görecektir. Siz onu sevecen, başarılı, yetenekli, yaratıcı, zeki gördükçe, o da kendini böyle görecektir. Burada bahsettiğim sürekli olarak çocuğunuza bunları söylemek değil ama yeri geldikçe vurgulamak, ona göstermek. Mesela yeni denediği bir konuda ona yapabileceğini söylemek. Unutmayın ki, siz çocuğunuza inanırsanız, o da kendine inanacaktır. Hepinize çocuklarınızla birlikte kutlayacağınız nice mutlu anneler günleri diler ve bu özel gününüzü kutlarım.
Uzm. Psk. Melis Özmen